Breaking News

FİLİZ ÖZKOL: Gökyüzü melekleri

Son dönemde, yaşadığımız olumsuzlukların arkası kesilmiyor.
"İnsanlık çıldırmış olmalı artık "diye avaz avaz bağırma durumundayız.
Herkesin dilinde hayvanlara ve çocuklarımıza yapılan işkenceler. Masumiyet her geçen gün avuçlarımızda kayıp gidiyor.
Bu kadar canileşmek için ne yaptık?
Nedir bu üzerimizdeki kara bulutlar?
Artık ağlamak bile yetmiyor. Herkes aynı şeyi söylüyor birbirine: Birileri şu olaylara "DUR" demeli!
Devletimize bu konuda çok sorumluluklar düşüyor farkındayız. Acil önlem almak için biran önce kolları sıvamalıyız.
Toplumsal cinayetlerin yeni kurallara ihtiyacı var. "İDAM" yeniden tartışılır durumda olmasına rağmen, kesin çare mi?
MASKELİ CANİLER!
Suçluları takır takır asabilirsiniz. İpler yetmez eminim. Peki sonra? Bozulmuş bir ruh yapısına nasıl dur diyebilirsiniz ki?
Adamların beyin tuzları iflas etmiş durumda.
Tek hedefleri küçücük bedenlere acı çektirmek ve bundan zevk almak.
İnsanın içi kaldırmıyor. Dehşet sahnelerini eminim benim gibi hiç kimse düşünmek bile istemiyor. Hepimiz hop oturup hop kalktık. Ecelimizle ölmeyi hayal eder olduk. Eskilerin üç gün yatak dördüncü gün toprak isteklerini her geçen gün daha iyi anlayabiliyoruz.
Toplum içinde; yanı başımızda, çevremizde bulunan bu caniler melek maskeleri ile dolaşıyor olabilirler. Her an herkes birbirine şüphe ile bakmaya başlamadan biran önce sonuca gitmekte yarar var sanırım.
AİLELERİN SUÇU YOK MU
Peki hiç mi aileler suçlu değil ?
Bu kadar peşi sıra olaylar olurken ihmalkarlık denen yanılgıya nasıl düşebiliyorlar?
Kaderin önüne geçilmiyor bunu hepimiz biliyoruz fakat yine eskilerin deyimiyle "EŞEĞİMİZİ SAĞLAM KAZIĞA" bağlama önlemini unutmayalım.
Çocuklarımızın can güvenliğinden aileler sorumlu diyelim. Ya sokak hayvanlarından ne istiyorsunuz? Büyüklerimiz ne söylemişse doğru söylemiş, "AĞZI VAR DİLİ YOK" dedikleri can dostlarımız hayvanlarımıza yapılan işkencelere dayanamaz durumdayız. Şu sıcakların burma buram bunalttığı yaz günlerinde; bizler kapımıza yemek ve su kapları koyalım diye bağırırken, nasıl bir vicdandır bu?
Hastane kapılarında aylarca tedavi gören anne-baba adaylarının bir evlada sahip olmak için neler çektiğini çoğumuz görüyoruz. Hele herkesin dileğidir bir 'KIZ EVLAT'a sahip olmak. Yaşlılığın sağlık sigortasıdır. Anneyi babayı ayakta tutan bir duygudur. Kızın varsa sırtın yere gelmez denir.
ÇOCUKLARIMIZ YARINLARIMIZ
Devlet kurumlarından evlat bebek sırası bekleyenlerin çoğunluğunun talebidir KIZ ÇOCUK. Kadın duyarlılığı farklıdır.
"CENNET ANALARIN AYAKLARI
ALTINDADIR" boşuna söylenmemiştir.
Hep dile getiriyor, getirmeye de devam edeceğim. Bir insan kolay yetişmiyor.
Çocuklarımız yarınlarımız. Toplumlar çocuklarla yaşar büyür. Onlar bizim gelecek yatırımımızdır. Kimsenin bu genç fidanlara el uzatmaya hakkı yoktur. Onlara uzanan eller kırılmalı, yok edilmeli.
LEYLALARIMIZ, EYLÜLLERİMİZ,
ADINI YAZAMADIĞIMIZ BİNLERCE
ÇOCUĞUMUZ VE DEĞERLİ CAN
DOSTU HAYVANLARIMIZ.. Sizler GÖKYÜZÜNDE MELEK oldunuz kurtuldunuz.
Biz bu yeryüzü ŞEYTANLARI ile nasıl savaşacağız... Allah hepimizin yardımcısı olsun. Bize yukarıdan dua edin ne olur.

Hiç yorum yok